Kitap Çalışmaları

1- Prensipler (Haziran 2016)

18199289_281265978991950_7350336282245734111_n

Önsöz:

“Hayat yazılmakta olan bir kitap gibidir. Kişi yaşayarak yazar bu kitabı. Davranışlar, tavırlar, tepkiler, düşünceler, kararlar bu kitabı oluşturan pasajlardır, cümlelerdir, kelimelerdir. Anlamlı ve değerli bir kitap yazabilmek için ise prensipli bir hayat sürmek şarttır. Çünkü ancak prensipli bir yaşam doğruları güçlü kılar, yanlışlar karşısında kişinin boynunu dik tutar. Prensipli yaşamak fırtınalı bir denizde denizaltıya binmek gibidir. Prensipsiz yaşamak ise aynı denizde çürük bir kayıkla yol almak gibi… Yalnız, prensipleri asıl etkili hale getiren şey, prensiplerin kaynağını nereden aldığıdır. Kaynağını İslam’dan alan prensipler, sahibini her zaman diri ve güçlü kılar. İslam’ın özündeki o kutsi güçle, prensipler o kişiye bir kalkan olur ve onu modern dünyanın çeldiricilerine karşı korur.

Daha ortaokul sıralarında bir deftere, kendimi daha güçlü hissetmek ve yanlışlarımdan kurtulmak için prensipler yazar ve bu prensipleri elimden geldiğince uygulamaya çalışırdım. Uygulamayı başardıkça da kendimle daha barışık ve daha huzurlu olurdum. İlerleyen yıllarda da bu alışkanlığım devam etti. Daha sonra başta kendi nefsime hitaben edindiğim bu prensipleri, gerekçeleriyle birlikte diğer insanlarla ve özellikle de gençlerle paylaşmak fikri aklıma geldi. Bunu biraz da görev bildim aslında. Hem bir yetişkin olarak hem bir öğretmen olarak hem de bir baba olarak…

İşte bu kitap, kuralsız, sınırsız ve en önemlisi prensipsiz nesillerin yetişmesinin önüne ‘karınca misali’ bir set çekmek adına hazırlandı. Değerlerin anlamsızlaştığı, doğruların utanılacak bir şey haline geldiği, inanmanın zayıflık olarak görüldüğü bu çağda, en çok ihtiyacımız olan şey, prensipli bir yaşamdır. Gençlere ve kendini dönüştürebilme gücüne sahip herkese faydası olması duasıyla…”

Sipariş için:

http://www.kitapyurdu.com/index.php?route=products/productdetail&product_id=398773

2- Kanayışlar Mevsimi (Eylül 2017)

DSC_0026.JPG

Gençlik yıllarımın içli haykırışları… Kanayışlar Mevsimi benim için özel bir kitap. Yılların süzgecinden geçerek demlenmiş, yaşanmışlıklar sinmiş siirlerle yüklü bir kitap. Aslında bir şiir kitabı çıkarmayı düşünmüyordum. Fakat bir dönemin duygusal şahidi olan şiirlerime ajanda sayfalarında, kitap aralarında, kitaplığımın gözlerinde rastlayınca onların birbirinden ayrı düşmüş kardeşler gibi üzgün olduklarını hissettim. Bu düşünceyle onları bir kitap çatısında toplamam gerektiğini düşündüm. Böylece “Kanayışlar Mevsimi” kitabımın hikâyesi başladı. Yaklaşık bir senelik hazırlanma sürecinden sonra nihayet kitabım çıktı. Kitabımın adı içerisinde yer alan “Kanayışlar Mevsimi” isimli şiirden aldı. Kapağında çileyi temsil eden dikenli taç var. Şiirlerim genel olarak hüzünlü ama sadece hüzünlü şiirler yok kitapta, hayatın her alanında bir şeyler var.

 

3- CH@T (20 Ocak 2018)

“Odanın kapısı yoktu. Paslı menteşeler olduğu gibi açıkta duruyordu. Camları kartonlarla kapatılmış odaya girdiğinde karşı köşede, açık bir bilgisayar olduğunu gördü. Bilgisayar açık olduğuna göre evde birisinin olması gerekiyordu. Aceleyle etrafına bakındı fakat kimse yoktu. Çekingen adımlarla bilgisayara yaklaştı. Bilgisayar ekranında fark ettiği yazıları daha iyi okuyabilmek için ekrana eğildi. Bunlar evdeyken konuştukları cümlelerdi. Demek o buradaydı. Ama neden ortada çıkmıyordu? Sonunda bu duruma daha fazla dayanamayarak bağırdı:

“Ortaya çık! Geldim işte! Burada olduğunu biliyorum.”

Bir cinayetin başlangıcı klavyeyle başladı. Kana bulandı konuşmalar. Bu kurgudan sonra belki de dokunmak istemeyeceksiniz bilgisayarlarınıza, bakamayacaksınız ekrana. Belki de herkesin klavyesinde bir cinayet gizlidir…” (Tanıtım Bülteninden)

Cengiz kendi halinde bir gençtir. Ailesinden uzakta üniversite okumaktadır. Hayata tutunmak için ve yalnızlığın verdiği sancıyı dindirmek için Chat yapar internette sürekli. Herşey internette tanıştığı birisinin hayatına girmesiyle değişir. Cengiz artık klavyeye bile dokunmaya korkmaktadır.

Bir kitap insana şu soruyu sorduruyor:

“Aynada gördüğün gerçekten sen misin? O halde bir daha bak!”

 

4- Prensipler 2 (2018)

29695239_10215609063082814_167539984546349982_n

Tanıtımını yapacağım eser, Beka Yayınlarından yeni çıkan, Eğitimci-Yazar Müslüm Karakuş Hocamızın “PRENSİPLER 2” isimli kitabıdır.

(“Prensipler-1” kitabı daha önce Beka Yayınlarından çıkmıştı).

Mehmet DERİ (Editör-Yazar)
Kitabın Yazarı: Müslüm Karakuş
Kitabın Adı: Prensipler 2
Yayınevi, Basım Yeri ve Yılı: Beka Yayınları, İstanbul 2018
Baskı Sayısı ve Sayfası: 1. baskı, 128 sayfa

Elinizdeki eser, yazarın zengin duygu ve düşünce dünyasının bir ürünü olarak ortaya çıkmış olup okuyucusunun bilgi dağarcığına/anlam dünyasına ciddi bir katkı sunmaktadır.

Her şeyden önce eserin en başta gelen özelliği; akıcı bir üslûba sahip olması. Bu da okuyucuyu sıkmadan, kitabın rahatça okunmasını sağlıyor. Tabiî eserin ufuk açıcı yönünü belirtmeden geçemeyiz.

Kitapta; “İman”, “Tövbe”, “Vicdan”, “İbadet”, “Kulluk”, “Sabır”, Dostluk”, “Cehalet, “Zamanın Doğru Kullanımı”, “Teknolojinin Doğru Kullanımı” gibi konular ele alınarak günümüz okuyucusunun bu kavramlar hakkında bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.

Hayatın akıntısında savruluyoruz çoğu zaman. Su yutuyoruz, kayalara çarpıyoruz, üşüyoruz, yaralanıyoruz, boğuluyoruz. Çünkü hayat şakaya gelmez. Yaşamak boş bırakmaya gelmez çünkü. Bir ömürlük dünyada rastgele ve amaçsızca yaşamak sadece hayatı çekilmez ve anlamsız kılmaktan öteye gidemez. Akıl, irade, vicdan, adalet gibi duygularla donanmış ruhumuz bu anlamsızlığı kaldıramaz. Bu yüzden mutsuz oluruz, bu yüzden her şey tam gibi gözükse de hep bir şeyler eksik gelir. Bilinçli insana yakışan, kendisine hayatında rehber olacak prensipler edinmek ve bu doğrultuda yaşamaktır. İnsan ancak prensiplerle kendisini aşar. Prensipler, bizi hayat karanlığında aydınlatır, elimizden tutarak bize dünyanın olumsuzluklarına karşı direnç verir. Prensipler bizi anlamlı kılar.

Bu kitap varlıksal sorular arasında kalmış, hayatın geçici ve sanal çeldiricilerinden bıkmış, başıboşluktan ve gelişigüzellikten bunalmış, menfaatlerin ve zevklerin merkezde olduğu bir düzende içinde isyan tohumları yeşermiş olanlara bir yol haritası olsun diye yazıldı.

Kültür ve düşünce yayın dünyamıza bu çok değerli eseri kazandıran Müslüm Karakuş Hocamızı tebrik eder, yeni çalışmalarının devamını bekleriz.

Kitap, Beka Yayınlarının bekasiparis@gmail.com adresinden elde edileceği gibi kitapyurdu.com idefix.com gibi online satış sitelerinden elde edilebilir.

5- Hayvan Çizimi (2020)

Hayvan çizimi resim sanatının önemli bir bölümünü oluşturur. Hem figür hem de estetik olarak hayvan çizimi büyük ressamların bolca çizim nesnesi olmuştur. Mağara resimlerinden de anlıyoruz ki, insanoğlu resim sanatına hayvan çizimleri yaparak başlamıştır. İnsanlar önemsedikleri, kutsiyet atfettiklerinin resimlerini yaparak resim sanatını ortaya çıkardığını düşünürsek, hayvan çizimi oldukça anlamlıdır. Hayatımızın ayrılmaz parçası olan hayvanlar hem kendi başına hem de kompozisyon içinde çizim için vazgeçilmezdir. Bu sebeple hayvan çizimini kompozisyonumuz içinde estetik bir şekilde çizmemiz resmimize güç katacaktır. Çünkü insan dışında, izleyici ile etkileşim kurabilecek en önemli figürler hayvanlardır.

Hayvan çizimini doğru yapabilmek için bilinmesi gerekenlerle ilgili şöyle bir araştırma yaptığımda, hayvan çizimini anlatan yerli bir eserle karşılaşmadım (Tabii gözden kaçırmış olabilirim). Bu yüzden kendimde bir sorumluluk hissederek “Udemy” platformu için hazırladığım videolarda kendine has ve değerli bir içerik oluştuğunu görünce bunu bir kitap olarak siz değerli ressam adaylarına sunmak istedim.

Bu kitaptaki hayvan çizimi anlatımını, Udemy’deki içerik yapısına göre ele aldım. Önce hayvanların genel iskelet yapısından ve çizimlerinde kullanacağım modellemeden bahsettim. Diğer kısımlar ise sırasıyla; Kedigiller, Köpekgiller, Tek Toynaklılar, Çift Toynaklılar, Kuşlar, Sürüngenler, Deniz Canlıları, Örnek Hayvan Çizimleri ve Ünlü Ressamların Hayvan Çizimleri olacak şekilde 9 bölümden oluşuyor. Kitabı karşımda, yolu bu kitapla kesişen ressam adaylarından birisi varmış gibi samimi bir üslupla yazmaya çalıştım. “Yani seni karşımda hayal ettim ve doğrudan sana anlattım. Sen de okurken beni karşında hayal edersen sürece daha çok kendini verebilirsin diye düşünüyorum.”

Bu kitapta 70’ten fazla hayvan türü incelenip, 100’ün üzerinde hayvan çizimi yaptım. Siz ressam adaylarına destek olmak ve yerli literatürümüze bu alanda bir eser kazandırmak adına kaleme aldığım bu eserin sizlere faydalı olmasını ümit ederim.


Müslüm Karakuş

Kitabı sipariş etmek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

Udemy hayvan çizimi kursunu incelemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

https://www.udemy.com/course/hayvan-cizimi-ogrenin

6- Mutlu Aşk Yoktur (2021)

“Ufacık bir odaydı burası. Tuvaletlerde olan küçük, buzlu camdan bir penceresi vardı. Yerler duvarlardan dökülmüş taş ve toprakla doluydu. Birden korkunç bir kadın haykırışı duydu. Elleriyle kulaklarını tıkayarak duvarın kenarına sindi. Duvardan bir topak sıva düştü yere. Gözlerini sıkı sıkı yummuş bir halde bir süre öylece kaldı. Ellerini, kulaklarından çektiğinde bu kez kadının sesini bastıran bir çocuk ağlaması duymaya başladı. Ürpertiyle tekrar kulaklarını tıkadı. Fakat şimdi sesler daha kuvvetli yankılanıyordu beyninde. Duvarı sıyırıp dökerek çömeldi. Başını, kafatasını esnetircesine sıkarak sesleri duymamaya çalışıyordu. Birden karşı koyamadığı bir hıçkırık dalgasıyla ağlamaya başladı. Sesler tahammül edilemez bir hal alınca var gücüyle haykırdı: Mutlu aşk yok ki dünyada!”

Cengiz kendi halinde bir gençtir. Ailesinden uzakta üniversite okumaktadır. Hayata tutunmak için ve yalnızlığın verdiği sancıyı dindirmek için; tanımadığı insanlarla internette sürekli chat yapar. Her şey internette tanıştığı birisinin hayatına girmesiyle değişir. Cengiz artık klavyeye bile dokunmaya korkmaktadır.

TANITIM YAZISINDAN

CHAT isimli romanımın resimlenmiş, güncellenmiş ve yenilenmiş versiyonu…

7- Güneş Uykusu (2022)

Hayat bir filmse öyküler fotoğraflardır diye düşündüm hep. Anılarımızda kalan bir kaç kare… Hayatın o büyük akışı içerisinde kaybolmasına, önemsenmemesine ve dikkat edilmemesine gönlünüzün el vermediği anları bir kare fotoğrafla bir hatıra, bir anı olarak saklamak istersiniz. İşte yazdığım öyküler de bende böyle birikti. Bazen heyecanımı, bazen öfkemi, bazen mutluluğumu, bazen hüznümü, bazen neşemi bazen de gözyaşlarımın objektifinden yansıdılar kağıda. Şöyle bir geriye dönüp baktığımda her bir öykü başka bir halime şahit olmuş, her bir öykü hayatımın bir basamağında durmuş, bana bakıyor. Roman yazarken insan daha çok uzaklaşabiliyor kendisinden ama öykü yazarken o mesafeyi korumak mümkün olmuyor. Bu yüzden öykülerim daha benden ve daha özel benim için. Öykülerimi kitaplaştırma fikri aklıma gelince biraz tedirgin oldum bu sebeple. Yine de insanız şahit olmak için ve şahit olduğumuzu göstermek için varız. Neredeyse yirmi yılıma şahit olan onlarca öykümün arasında bir seçki yaparak değerli okuyucularla buluşturmak istedim.

İlk öykü kitabım olması dolayısıyla benim için özel bir kitap oldu. Kendimi daha çok romancı olarak görüyorum ama şiir ve öykü daha fıtrattan sanırım. Ansızın bir istek ve ilham olarak beliriveriyorlar zihninizde ve ruhunuzda. Öykü yaratım sürecim içsel bir ihtiyaç gibi belirdi hep. Son zamanlarda öykünün yıldızı daha çok parlıyor ve edebi piyasa birçok eli kalem tutan kişiyi öykü yazmaya zorluyor. Ben de süreç böyle olmadığı için kitabımı daha samimi buluyorum birçoklarına göre. Umarım okuduğunuzda o samimiyeti hissedersiniz, daha doğrusu size hissettirebilirim.

İçerisindeki öykü sayısını dikkate alırsak çoğu öykü kitabından farklı bir öykü kitabı olduğunu kabul etmeliyim kitabımın. Belli bir standardı olmamasına rağmen normalde olandan daha fazla öykü var içinde. Şuanıma kadar biriken ve yayınlamaya değer gördüğüm öykülerim bir arada olsun istedim. Bundan sonra biriktireceğim öyküler de eğer varlık çığlığı atmaya başlarlarsa onlar da bir bütün olarak yayınlanacak. Çünkü öykülerim pazılın parçaları gibi… Ancak bir araya geldiklerinde beni anlatabiliyorlar. Tabi geçmiş öykülerimin hepsini bir arada yayınlama isteğimin tek sebebi bu değil. Kendimi artık daha farklı bir ben olarak görmemin de bunda etkisi var. Yaş kırka dayandı. O öyküleri yazan genç yok artık. Başka ben olan şimdiki ben de önceki benin öykülerini okurken başka birisinin öyküsünü okuyor gibi heyecan ve merak duyuyorum. Öyküler geniş bir zaman yelpazesinde yazıldığı için üslupları, tarzları ve edebilikleri farklılık gösteriyor. Böylece beni daha iyi tanımlıyor.

Bunu hep söylerim, ben de şiir yazma isteğini Orhan Veli, öykü yazma isteğini Sait Faik, Roman yazma isteğini ise Dostoyevski uyandırdı. Onlara ulaşmak mümkün değil tabi ama o lezzeti tatmama vesile olan nice ilham kaynağı yazarlara adıyorum kitabımı. Plüton Yayınlarına bağlı Kharon Yayınevi tarafından basılan kitabımı kitapyurdu.com ve shopier.com internet sitelerinden temin edebilirsiniz.

https://www.shopier.com/ShowProductNew/products.php?id=10749901